Kainat Kitabını Okumak ( Sivrisineğin Yaradılışı )
Yaratan Rabbinin adıyla oku! İnsanı bir kan pıhtısından yarattı! Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmediği şeyleri öğretti.
Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim Sonsuz Salat ve Selam Efendimiz Hz. Muhammed'e Olsun...
Alak Suresi 1. Ayetinde emredilen oku ayetikerimesinde rabbimin bizlere emrettiğini okumamız gerek bu okumak yalnızca kalem ile yazılmış defter üzerine kazınmış bir kaç harften meydana gelen yazılar ile olmaz. Kainat Kitabını Okumak Gerekir...
Yüce Kuran-ı kerimimizde sık sık düşünmezmisiniz (10/16), akıl erdirmezmisiniz (12/109), hala aklınızı kullanmayacakmısınız (11/51) der. Bizlerde bu sebeple akledip düşünelim tevekkül edelim imanımız artsın imanı olmayanlarında imana gelsin istedik inşaallah.
Yüce Rabbimizin yaratmış olduğu bu koca kainatın içinde yaşıyoruz herşey Onun mülküdür Onun eseridir bizler etrafımıza baktığımız vakit Rabbimizin Mülk suresi 3. Ayeti Kerimesindede bizledre buyurduğu gibi " O ki, birbiri ile âhenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahmân olan Allah'ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? Semâları yedi boyut (hâlinde) yaratan "HÛ"dur! Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin! " Ne kadar bakarsan bak ne kadar düşünürsen düşün Allah'ın yarattıklarında bir kusur göremezsin o tüm eksikliklerden münezzehtir Subhan'dır yarattıklarını ya da yaratacaklarını yaratırken veya yönetirken hiç bir şeye muhtaç değildir ama yaratılan herşey ona muhtaçtır O Samed'dir Yüce Allah'ın yaratmış olduğu hangi mahlukatı yada maddeyi kim yoktan var edebilir şüphe yokki herşeyin yaratıcısı Allah'tır.C.C.
Kardeşlerim Hac Suresi 73. Ayetinde rabbimizin bizlere buyurduğu şu ayeti kerimeye bize verdiği şu misale bakın " Ey insanlar! İşte size bir temsil, dikkatlerinizi ona çevirin: Allah’tan başka ilâh yerine koyup taptığınız ve kendilerine yalvardığınız her ne varsa, bütün imkânlarını birleştirip bir araya gelseler tek bir sineği olsun yaratamazlar. Bundan da öte, eğer sinek onlardan bir şey kapıp götürse onu bile kurtarıp geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, kendisinden bir şey istenilen de! " Rabbimizin bizlere verdiği bu misali biraz inceleyelim bir sineğin gözünde 4000 adet mercek bulunur. Ey toplu iğne başı kadar olan bir alanda 4000 adet merceğin tesadüfen toplandığını iddaa eden arkadaş! Sen yada inandığın tanrın aynı alana aynı eşitlikte çizgi kalınlıkları dahi aynı olmak şartıyla 4000 mercek çiziver; eğer sözüne sadık isen... Yapabilirmisin? Artık dön ve acizliğinin farkına var bunu Yüce Allah'tan başkası yapamaz. Acizliğini anla Hakim ve hiçbirşeye muhtaç ve ihtiyacı olmayan herşeye gücü yeten bir kudreti ilahi var. Sen ki yemek yemeye muhtaç bir acizsin bir insan en fazla 1 ay yemek yemeden durabilir hadi ben yemek yemeyeceğim de, suya muhtaçsın en fazla bir hafta su içmeden dayanabilirsin hadi su içmeyeceğim de, diyelim yemek yedin tuvalete gitmeye muhtaçsın o kadar acizsinki yediğin yemek miktarınca tuvalete gidip ihtiyacını giderip vücudundaki o pisliği elinle yıkamak zorundasın, muhtaçsın hadi yıkama hadi tuvalete gitme bakalım ne oluyor... Bütün kainat bir araya gelse bir sivri sineğin kanadını bile yoktan var edemez, bu kadar aciz insan oğlu koca kainatın yaratıcısı hiçbirşeye muhtaç olmayan, muhtaç olduğumuz rabbimize nasıl oluyorda isyan ve inkar ediyor? Allah bizi bu durumdan muhafaza buyursun...
Sivrisinekten devam edelim sivrisineğin başının üst yanından iki tane anten çıkar, bu antenler duyu hücrelerince zengin çok hassas algılayıcılardır, dişi sivrisineklerde bu antenlarınin arasında kan emmek için kullandıkları emme tüpü ya da diğer adıyla hortumu bulunur, bu hortum basit yapıda bir hortum değildir. Çok özel bir kesme ve vakumlama mekanizmasının kılıfıdır. Sivrisinek ısırdığında bu kılıf geriye doğru esner ve kesici mekanizma devreye girer, bu mekanizma 6 parçadan oluşur bunlardan 4 tanesi kesici bıçaktır ve bu bıçaklar son derece keskindirler. diğer 2 parçaysa birleşerek içi boş bir boru meydana getirir, sivrisine bu boruyu kestiği dokunun içine sokar ve kanı emer, sivrisineğin en önemli özelliği belirli bir derinlikte eğilebilmesidir. bu muhteşem özelliği sayesinde deri altında kolaylıkla hareket eder, böylece sivrisinek iğnesini damarca en zengin bölgeye ulaştırır. Peki üzerimizde bir canlı bunları yaparken biz niye hiç hissetmeyiz? Çünkü sivrisinek mucizevi bir yolla onu farketmemizi önler sivrisinek lokal anestezi yapar, Nasılmı? Sivri sinek bir insanı ısırdığı anda insan savunma sistemi devreye girer ve o bölgede kanın durdurulması için bir enzim salgılanmaya başlar bu enzim aynı zamanda kanın pıhtlaşmasını sağlar, kanda pıhtılaşma başlarsa bu durum sivri sineğin kan emişini imkansız hale getirecektir ama sivrisinek önlemini almıştır. Küçücük bir canlı olmasına rağmen insan vücudundaki bütün sistemleri biliyormuşçasına hareket eder, ve bu bıçaklarının birinden yaranın içine bir sıvı enjekte eder bu sıvı dokuları uyuşturur ve kanın pıhtılaşmasını engeller, sivrisineğin ısırdığı bölgenin daha sonra kaşıntı yapmasının ve şişmesinin sebebi bu sıvıdır, bütün bu anlattıklarımız saniyeler içerisinde olup biterken insan kendisini bir sivrisineğin soktuğunun farkına bile varmaz.
Peki şunu sorarım sizlere kanın pıhtılaşma gibi bir özelliği olduğunu bir sinek nereden bilmektedir? Ameliyat öncesi lokal anestezi yapmak insanın tıp bilimi ile geliştirdiği bir tekniktir. Peki bir sivrisinek bu ilme nereden ve nasıl sahip olmuştur? Bu sıvıların labaratuvar ortamlarında bile sentezlenmesi bu kadar güçken sivrisinek doğuştan bu sıvıya nasıl sahip olmuştur? Bir cm lik bir canlının milimetrenin onda biri çapındaki borusunun içinde oldukça üstün bir mekanizma yerleştirilmiştir. Üstelik şimdiye kadar varolan ve şuanda yaşamaya devam eden trilyonlarca sivrisinekte bu sistemlerin ve bilgilerin varolması nasıl açıklanabilir kuşkusuz cevap ortadadır. Şüphesiz hem sivrisinekleri hem insan bedeninin yapısını hem sivrisineğin anotomisini en ince ayrıntısına kadar bilen ve bunlara hakim olan Allah yaratmıştır...
Düşünen insanlar için tüm canlılar yüce Allah'ın apaçık delilleriyle doludur...
Biraz insan vücudunu inceleyecek olursak yaklaşık saniyede 10 Trilyon ile 10 Katrilyon arası işlem yapan beynimiz ben Allah'ın eseriyim diyor. Bu yazıyı okurken beynimizdeki milyarlarca hücre tarafından okuduğumuz anlamaya çalışılıyor, bir taraftan kaslarımızın duruşu kontrol ediliyor, beyin hücrelerinizdeki, protein üretiminden, oksijen alyuvarların hücrelere oksijen taşımasından, gözünüze çarpan görüntüler, kulağınıza çarpan sesler, midenizdeki, karaciğerinizdeki hareketler, kolunuzu sıkan kol saati vs. herşeyden haberdar olarak, herbirine hersaniye cevap vererek, herbirini denetleyerek hareket eder, bu sistem 7 milyar insanın her saniye tümünde eksiksiz olarak gerçekleşmektedir. Kuşkusuz bu muhteşem sistemin yaratıcısı yüce rabbimiz Allah'tır. Ve bu sistemin her anının, her aşamasının bilgisi ve kontrolü alemlerin rabbi olan Allah'a aittir. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurur, " O bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi ( ve herşey ) apaçık bir kitaptadır... ( Enam suresi 59. ayeti kerime)
Peygamberimiz Hz. Muhammed S.A.V "Bir saatlik tefekkür, altmış senelik ibâdetten efdaldir." insanların aklını kullanmanın ehemmiyetinin ne kadar büyük olduğunu bu hadisi şeriften anlamak mümkündür.. Düşününki bir sivrisineğin 2 özelliğinden bahsetmemiz bile sayfalar dolusu tevekkül örneği olurken tek tek tüm canlıları yaratılışı hakkında konuşmaya kalksak herhalde ömür yetmez tabi ömrümüzü bu uğurda harcamak ne büyük bir şereftir. Rabbimizin nimetlerini ne ben yazmakla bitirebilirim ne siz okumakla bitirebilirsiniz deyipte araştırmaktan, düşünmekten, öğrenmekten, imanımızı arttırmaktan vazmı geçeceğiz tabikide hayır tek amacımız tek gayemiz Allah yolunda dosdoğru yürümek ve Onun razı olacağı işler yapmak olmalıdır ömür sermayesini çok değerli yerlerde harcamak gerekir bir saatlik tevekkül ise altmış senelik ibadet hükmünde ise bu sermayemizin çoğunu tevekkül ederek harcamamız mantıklı bir seçimdir...
Hz. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî tevekkül kapılarını şu sözlerle ne kadarda güzel aralamıştır...
“Şu köşkleri, sarayları ve nice hâneleri bir yapanın olması mı mâkuldür, yoksa olmaması mı, ey akılsız?!. Toprağı, tozu havada gördün. Onları havaya kaldıran rüzgâra da bak! Madem ki değirmen taşının hareketini görüyorsun. Daha dikkatli bak da onu harekete getiren derenin suyunu da gör! Fikir çömleğini kaynar görmedesin. Onu kaynatan ateşe de basîretle nazar eyle! ”
“Şu gördüğün yazıyı yazan bir kâtibin olması mı mâkuldür, yoksa duvarları süsleyen ve sayfaları satır satır dolduran yazılar kâtipsiz midir ey oğul?!.”
“Ey kişi! Bu âlemden kendi kendine meydana gelen bir şey gösterebilir misin? Kendi kendine çimlenip büyüyen bir bitkiyi toprağından ayır da gör bakalım kendi kendine mi bitmiş?!.”
Şair "Seyrî" ne güzel söymiş:
Olduysa yok iken bu mekân, kendi kendine,
Ey usta, yükselirdi şu han, kendi kendine!..
Damlarda diktiğin bacalar söylüyor sana,
Nâr olmadan tüter mi duman, kendi kendine?
Devrâna dön diyen yüce fermânı görsene,
Hiç şaşmadan döner mi cihan, kendi kendine?
Bir kez bıraksa öylece bir bâğı bahçıvan,
Buğdaydan ayrılır mı saman, kendi kendine?
Kainatı kitabını okumak vücut gözü ile değil gönül gözü ile olur ancak bu sebeple en kötü şey gözün kör olması değildir gönlün kör olmasıdır allah korusun. Allaha inanmayan kimselerin gönlü körelmiştir. çoğu allaha isyan eden,açık seçik günah işleyen, allahtan korkmayan müslüman ise gaflet uykusundadır sadece gözleri kapalıdır, çoğumuzun içinde bulunduğu gaflet uykusundan uyanmamızda çokça kainat kitabını okuyup alemlerin rabbi olan Allah'a tevekkül ederek gerçekleşecektir İnşaallah...
Bu yazım inşaallah hayırlara vesile olmasını yüce rabbimden niyaz ediyorum Selam ve Dua İle ...
Yorumlar